Malatya’da iz bırakan, unutulmaz insanlarımızı; yaptıklarıyla, ürettikleriyle, güzel hizmetleriyle öne çıkan değerlerimizi yazıyorum gazetemde. Bugüne dek yazılanlar, sıklıkla medya, edebiyat, eğitim, sanat ve spor dünyasının unutulmazları oldu. Sağlık alanında güzel işler yapan doktorlarımızı da yazmayı planladığımda yazmamız gerekenlerden biri de Op. Dr. Muhittin Turgut’tur. Kısa bir zaman önce hayatını kaybeden Op. Dr. Muhittin Turgut, Malatya’nın unutulmazlarındandır.  Malatya’da ilklerin, yeniliklerin öncüsü,  Malatya’nın ilk özel hastanesini açan doktorudur Muhittin Turgut.   Genel cerrahi uzmanlığını İstanbul’da 1965 yılında tamamladı. Dört yıl Sinop’ta tek uzman doktor olarak çalıştı.  1 yıl da Ordu’nun Ünye ilçesinde görev yaptıktan sonra memleketine özel hastane açmaya karar verdi. Böylece Malatya’nın sağlık alanında bir basamak atlamasını sağladı. Özel Doğu Kliniği Hastanesine hemşerilerinin yoğun ilgisi oldu. Çocukluğumda komşularımızdan hastanenin yerini bilmeyenleri Muhittin Turgut’un hastanesine götürdüğümü ve maddi durumu iyi olmayanlardan ücret almadıklarını hatırlıyorum. Şifa dağıtmaktaki başarısıyla Malatyalıların sevgisini kazanan doktorumuzu tanıyanların anılarını canlandıracağız, tanımayanların ise tanımalarına vesile olacağız. Yalnızca doktorluğu ile değil, soysal hayatıyla da memleketine hizmetleri dokunmuş unutulmaz insandır Op. Dr. Muhittin Turgut. Bir araba tamir ettiren, elektronik eşyasını tamir ettirecek kişilerin farklı ustalara başvurmalarına pek rastlanılmaz. Sağlık konusunda bu durum aynı değildir.  Ameliyat başta olmak üzere teşhis ve tedavi hususunda tek doktorla yetinmeyen, başka doktorlara da görünmek ihtiyacını duyan insanlar çoktur.  Bu durumda seçenekler arasında özel hastaneye de ihtiyaç duyanlar çoktur. 1970 yılına dek Malatya’da özel hastane yoktu.  İnönü Üniversitesi Tıp Fakültesi de henüz yoktu.  Malatyalılardan özel hastane beklentisinde olanlar, bu beklentilerine 1970 yılında kavuştular. Hastane Caddesindeki Askerlik Şubesinin yakınında Özel Doğu Kliniği ismi ile kuruldu. Muhittin Turgut bu özel hastanenin hem ilk mesul müdürü hem de ilk başhekimi idi.  Özel Doğu Kliniği uzunca bir süre Malatya’da tek özel hastane olarak hizmet verdi. . Hakkında yazdığımız hemşerilerimizin Türkiye genelindeki siyasi çalışmaları olsa da Malatya özelindeki hizmetlerini yazmak, Malatyalılık yönüyle kendilerini tanıtmak istiyorum.  Bunu sağlamanın en iyi yolu, çocuklarıyla ve dostlarıyla Muhittin Turgut hakkında konuşmaktı.  Muhittin Turgut’un kızı Nur,  oğlu Hüseyin Cihad ile yakın arkadaşlarından Nadir Günata ile görüştüm. Muhittin Turgut hakkında anlattıklarını kendilerinden dinleyeceğiz.   Kızı Nur Turgut’un,  babası Muhittin Turgut hakkında anlattıklarını kendisinden dinleyelim: “Her baba çocuklarının gözünde bir kahramandır. Benim babam kendisini tanıyan herkesin gözünde kahramandı. Yazacaklarım bir evladın babası hakkında taraflı bir bakış açısıyla kaleme alınmış olmayacak. Zaten tanıyan herkesin bildiği yanlarının yanı sıra bilinmeyen yönlerinden bahsetmek istiyorum. Babam deyince ilk aklıma gelen sıra dışı bir kişilik olduğudur. Sonra da prensip sahibi, disiplinli ve otoriter oluşudur. Bu özelliklerinin yanı sıra içinde küçük muzip bir çocuk vardı. İlerleyen yaşına rağmen içindeki o çocuk hiç büyümedi.  İdealistti. Çok başarılı bir cerrah olacağını hocaları görmüş ve fakültede kalmasını istemişler. Babam bunu istememiş ve doktora ihtiyacı olan taşradaki insanlara yardımcı olmayı seçmiş. Sinop’ta çalıştığı 4 sene boyunca tek uzman doktor olarak her branşta hizmet verdi. Sonra Ünye’de çalıştığı zaman babamı o kadar sevdi ve benimsediler ki, hayalindeki özel hastaneyi gerçekleştirmesi için arsa bile hediye ettiler. Ama O Malatya sevdalısıydı ve hemşerilerine hizmet etmek istedi.      Özel hastane hayalini gerçekleştirdiği zaman halka hizmet kelimesi burada karşılığını buldu. Kendisini hemşerilerine hizmete adadı. Bu hizmette babama en büyük destek annemdi. Gecesini gündüzüne kattı. Tek merakı otomobil, seyahat ve hız idi. Tüm Türkiye’yi hep beraber gezdik. Biz çocuklarıyla bir şeyler paylaşmayı çok sever, bizi karşısına alıp çeşitli konularda fikirlerimizi alırdı. Her zaman bize öğretmenlik yapmayı severdi. Kitap okumak zihnini dinlendiren bir aktiviteydi. Liseyi bitirdikten sonra edebiyata düşkünlüğü nedeniyle Türk dili ve edebiyatı okumak istemiş ama dedem tıp fakültesine gitmesini arzu ettiğinden onu kıramamış ve tıp okumuş. Dedeme bu arzusundan dolayı ne kadar minnettar olsak azdır. Milliyetçiydi, tam bir dava adamıydı ama siyaset ona göre değildi. Koalisyon hükümetleri zamanında yapılan sağlık bakanlığı teklifini kabul etmedi.  Çok sevildi, çok iyilik yaptı, hemşerileri ve hastaları için elinden gelenin en iyisini gerçekleştirdi, herkesin Doktor Muhittin Turgut’u oldu ama O kendisini sadece “Orduzulu Mutun” olarak gördü. Orduzu’da, o çok sevdiği toprakların bağrında nurlar içinde yatıyor, unutulmayacak bir baba, unutulmayacak bir dost, arkadaş, ülküdaş olarak…” Oğlu Hüseyin Cihad Turgut’un, babası Muhittin Turgut hakkında anlattıklarını kendisinden dinleyelim: “Babamızı anlatmak gerçekten o kadar çok zor ki. Hayata insanlara dair  çok güçlü ahlaki prensipleri olan  ve bu prensiplerinden asla taviz vermeyen  dosdoğru bir insandı. Babamla iken  yalanın,  sahteliğin olmadığı,  dürüstlük  ve doğrulukla,  merhametle dolu bir iklimde  olduğumuzu hissederdik.  Paraya asla değer vermeyen,  ihtiyacı olan,  kendisine ulaşan  veya kendisinin ulaştığı herkese yardım etmeye çalışan, çalıştığı dönemde ihtiyaç sahibi hastalarını ücretsiz muayene / ameliyat eden, sonrasında da ceplerine harçlıklarını koyup gönderen bir insandı. Zaman konusunda da çok hassastı. Bizlere her zaman dakik olmayı öğütlerdi. Torunlarıyla aynı yaştaymış gibi onlarla oyunlar oynar, onlarla muziplikler yapardı. Fanatik bir Beşiktaşlı idi. Gençliğinden itibaren Beşiktaş ile yatıp kalkmıştır. Beşiktaş maçlarını izler ya da dinlerken o kadar kendini kaptırırdı ki kendisine bir şey olacak diye korkardık. Ve Beşiktaş kazandığında hepimize harçlık dağıtacağını bilirdik.”  Nadir Günata’nın, Muhittin Turgut hakkında anlattıklarını kendisinden dinleyelim: “Malatya'nın has evladı, Orduzulu, iman, inanç ile mücehhez, idealist bir vatanseverdi Operatör Dr. Muhittin Turgut.  Kendine güvenen, yüksek ahlak ve kişilik sahibi, yalnız hakkı savunan bir hayat prensibi ve özelliği vardı Muhittin Turgut’un. Toplumla barışık ancak mücadele azmi yüksek ve bu yüzden de zaman zaman sıkıntılar yaşamış bir kişiydi.  Yalnızca doktorluk mesleği ile değil siyasetin de içinde önemli noktalarda bulundu. Mensubu olduğu partinin genel merkez yöneticiliğine dek yükselip, döneminin etkili siyaset adamı Alpaslan Türkeş ile birlikte siyaset yaptı.  Hangi siyasi partide olursa olsun Malatyalı bir hemşerimizin,   Ankara siyasetinin ön saflarında yer alması Malatya için kazanç idi.    Malatya tarihinde ilk özel hastaneyi ‘Doğu Kliniği’ adı altında açarak;  cana can veren, kana kan veren değerli bir doktordu. Kazandıklarını fakir fukaraya dağıtan değerli bir şahsiyeti,  tanımış olmaktan dolayı gurur duyduğum has bir Malatyalıydı Merhum Muhittin Turgut.”    Bugüne dek hakkında yazdığım kişilerin hemen hepsi ile bizzat tanışıklığım ve anılarım vardı. Bu kişilerle olan anılarımdan bazılarına yazılarımda yer verdim. Muhittin Turgut ile de anılarım var. Rahmetli babam da rahmetli Muhittin Turgut da Orduzulu olup, çocukluk döneminde arkadaş olarak beraber büyümüşler. Dünün çocukluk arkadaşları, büyüdüklerinde de aile dostlukları devam etmiş. Muhittin Turgut, kardeşimin kirvesi oldu. Malatya Söz Gazetesi’ndeki köşemde yazdığım Malatya’ya mal olmuş değerlerimizi yazarken, rahmetli babamın çocukluk arkadaşı Muhittin Turgut’u yazmak, beni duygulandırdı. Rahmetli Muhittin Turgut’u yazmak, bana rahmetli babamı da hatırlattı. Malatya’nın unutulmaz insanlarından Muhittin Turgut’u yazmakla bir değerimizi daha tanıyanlara hatırlatmış, yeni nesil Malatyalılara da geçmişimizdeki değerlerimizden birini tanıtmış oldum. Malatya’ya güzel seda bırakan doktorumuza rahmet diliyorum. Ruhu şad olsun.