Ahmet Davutoğlu: Malatya’da İki Olay Beni Derinden Sarstı

Siyaset (Web Sitesi) - Web Sitesi | 10.06.2022 - 12:19, Güncelleme: 10.06.2022 - 12:19 846+ kez okundu.
 

Ahmet Davutoğlu: Malatya’da İki Olay Beni Derinden Sarstı

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Hemen hemen her alanda toplumun her kesiminden feryatlar içerisinde Malatya’ya geldim. Malatya’da iki olay beni derinden sarstı. Birincisi Malatya’da bir altgeçitte intihar olayları yaşlandığı için açık alan çelik telle çevrilmiş. Benim bildiğim hiçbir Malatyalı zorluktan yılmaz. Demek ki Malatyalının bile canına tak eden gelişmeler var. Bu kadar dini ve milli konularda hassas Malatya’da Yeşilyurt Belediyesi, insan kaçakçılığı ile ciddi sorgulamalara muhatap oldu ama arkası gelmedi. Dini değerleri bu kadar kuvvetli olan Malatya’da intihar vakaları çoğalıyorsa, milli duyguları bu kadar kuvvetli olan Malatya’da eğer insanlar yurt dışına kaçmak için illegal yollara başlamışlar ve bunun ticaretini de iktidar partisinin içerisinde olduğu bir takım yetkililer yapıyorsa, değerli Malatyalılar ayağa kalkma vakti gelmiş demektir” dedi.

Davutoğlu, Malatya’da sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, basın mensupları ve kanaat önderleriyle bir araya geldi. Kentteki bir düğün salonunda gerçekleştirilen buluşmada konuşan Davutoğlu, “Başbakan olarak Malatya’ya gelirken, Türkiye’de her şehre bir isim verirdim, Malatya’ya da ‘destan şehir’ ismini verdim. Malatya denildiğinde aklıma taraf, duruşu, şahsiyeti olan, hiçbir mücadeleden yılmamış büyük insanların şehri aklıma gelir. Malatyalılar sıradan insanlar değildir. Malatyalılar çığır açar, herhangi bir baskı karşısında boyun eğmezler. Malatya iki cumhurbaşkanının İsmet İnönü ve Turgut Özal, nice sanatçıların ve ilim adamlarının yetiştiği bir diyardır” ifadelerini kullandı. “İNSAN KAÇAKÇILIĞINI İKTİDAR PARTİSİNİN İÇİNDE OLDUĞU YETKİLİLER YAPIYOR” Davutoğlu, bedel ödeyerek bugünlere geldiklerini kaydederek, “Rahat döşeklerimizde oturarak bugünlere gelmedik. Partimizi kurduğumuzda her türlü baskıya hazır durumdaydık. Teşkilatlarımızla “Türkiye’de gelecek var” diyoruz.  Ülkemizde tam bir feryat var. Hemen hemen her alanda toplumun her kesiminden feryatlar içerisinde Malatya’ya geldim. Malatya’da iki olay beni derinden sarstı. Birincisi Malatya’da bir altgeçitte intihar olayları yaşlandığı için açık alan çelik telle çevrilmiş. Benim bildiğim hiçbir Malatyalı zorluktan yılmaz. Demek ki Malatyalının bile canına tak eden gelişmeler var. Bu kadar dini ve milli konularda hassas Malatya’da Yeşilyurt Belediyesi, insan kaçakçılığı ile ciddi sorgulamalara muhatap oldu ama arkası gelmedi. Dini değerleri bu kadar kuvvetli olan Malatya’da intihar vakaları çoğalıyorsa, milli duyguları bu kadar kuvvetli olan Malatya’da eğer insanlar yurt dışına kaçmak için illegal yollara başlamışlar ve bunun ticaretini de iktidar partisinin içerisinde olduğu bir takım yetkililer yapıyorsa, değerli Malatyalılar ayağa kalkma vakti gelmiş demektir. Milleti milli, dini ve vicdani değerleriyle kendilerine sadakate zorlayanlara sesleniyorum; bu milletin gençleri intihara yönlendirilirken, yurt dışına gitmek için riski göze alıp illegal yollara başvururken, siz asla Ankara’da rahat oturamayacaksınız” diye konuştu. “BİZİM YENİ BİR DAVA BAYRAĞI AÇMA VAKTİMİZ GELDİ” “Yüreğim ağlıyor” diyen Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Adıyaman’da bir vatandaşımız, “Dinen haram olduğunu bilmesem şu an şurada intihar edeceğim” dedi. Bu muydu Türkiye’ye getirecekleri yer. Bu muydu “Dava dava” diye yıllardır insanlara hitap ettikleri dava ve bizi terk etmekle itham ettikleri dava. Onların davası buysa; kendi yakınlarının kasalarını doldurup milleti yoksulluğa mahkûm etmekse, onların davaları yolsuzlukları normalleştirmekse onların davası bizim davamız değil. Bizim yeni bir dava bayrağını açma vaktimiz gelmiş demektir.” “TÜRKİYE VAHİM BİR TABLOYLA KARŞI KARŞIYA” Davutoğlu, Türkiye’nin vahim bir tabloyla karşı karşıya olduğunu ifade ederek, “Çiftçi, esnaf ve işçi halinden şikâyetçi bu ekonomik politikalardan kim kazanıyor? Bütün Anadolu’yu geziyorum, halinden memnun olan bir tek çiftçi yok. Trakya’da bir çiftçi, mazot fiyatlarından dolayı traktörle tarlaya gidemediğini, gübreyi eliyle attığını söylüyor. Bunların açıkladığı rakamlara göre, enflasyon yüzde 73 ama mazota bakarsanız yüzde 400. Gübre ve yem öyle çiftçinin ekmesi için hiçbir gerekçe bırakmadılar. Çiftçilerimiz ağlıyor. Esnafımız anaparayı bırakın faizlerini ödeyemediklerinden şikâyet ediyorlar. Kim kazanıyor? Bundan 6 ay önce aralık ayında dolar 18 liraya çıktığında sanki hiç denenmemiş, bilinmiyormuş gibi bir aklı evvel, “Ben ekonomistim” diyen Sayın Cumhurbaşkanı’nı ikna etti ki çıktı kur korumalı mevduatı üretti. Çıktığı gün açıklama yaptım, “bu yapılacak en vahim” hata dedim. Bir Malatyalı rahmetli Turgut Özal, 1989’da son dövize çevrili mevduat taksitini ödediğinde çıktı dedi ki “Bu olabilecek en büyük felaketti, gelecek nesillere ders olsun, bir daha yapmasınlar” dedi. Birde yetmiyormuş gibi Sayın Cumhurbaşkanı “Faizi artırmadım” iddiasıyla kur korumalı mevduat ilan etti. Yani faizi artırmamış oldu. 6 ay geçti, “Gözümün ışıltısına bakın” diyen bakan var ya “6 ay sonra Türkiye’yi görecesiniz nasıl olacak” dedi. 6 ay sonra geldik dolar 17 lira. Onun 6 ayının dolmasına kısa bir süre kaldı, o zamana kadar da 18 lirayı bulur. Dolar 12 liraya düştü bazı iyi niyetli Malatyalı hemşerilerimizde halay çektiler. Şimdi ne olacak? Dolar 18 liraya geldi. Bunun bedeli ne oldu? 157 milyar Türk Lirası hazine ve Merkez Bankası’ndan rantiyeci, faizci sınıfa aktarıldı. Sizler bizlerden alınan vergilerle toplanan paralar, hiçbir şey üretmeden elindeki parayı kur korumalı mevduata yatıran kesimlere 157 milyar Türk Lirası’nı aktarıldı. İnsafsızlar. Bunun maliyeti yılsonuna kadar 300-400 milyarı bulur. Bütün bir yıl 2022 bütçesinde milyonlarca çiftçilere ayrılan destek ise 29 milyar liracık. Birkaç yüz bin kişi ki onların çoğunun da kaynakları meçhul 157 milyar aktaracaksın ama çiftçiye… Buğday fiyatı açıkladı. Maliyetini bile vermiyorsunuz. Çiftçi niye üretime devam etsin? Eğer bugün ki iktidarın sonu gelecekse ki mutlaka gelecek, aldıkları ah ile gelecek, fakir fukaranın hakkını 3-5 rantiyeciye yedirdikleri için gelecek. Dış mihraklar falan değil. Dış mihraklar hep vardı. Ben Başbakanken de vardı. Neden bizim dönemimizde ekonomiyi bozmuyordu da, şimdi bozuyor? Paramız yüzde yüz değer kaybetti. Milliyetçilik taslarlar, ay yıldızın üzerinde olduğu Türk Lirası daha da aşağı gidiyor. Bakan “Daha dibi görmedi” diyor. Dünyanın en yüksek faizinin alındığı ülke haline getirdiler, dindarlıktan bahsedeler. Bunların hiçbir konuda samimiyetleri ve söyleyecek sözleri kalmadı. Ama sizlerin bir sözü var, “Yeter artık düşün yakamızdan” diyeceksiniz. Karşımıza gelip, birkaç provokatörle “Niye yolunuzu ayırdınız?” diye soru sormak kolay, işte bunun için. Biz o makamlarda olsaydık fakir fukaranın hakkını 3-5 rantiyeciye yedirmezdik” dedi. “BUNLARIN YENİSİ BİTMEZ, ‘YENİ’ DEDİLER Mİ KORKUN” Ahmet Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hiçbir şekilde Türkiye’ye vaat edecekleri bir şey yok. Hazine ve Maliye Bakanı açıklama yapmış, yeni bir şey açıklayacaklarmış. Bunların yenisi bitmez. Bunlar ‘yeni’ dedi mi korkun. Sezgilerime göre, enflasyon korumalı tahvil ve mevduat açıklayacaklar. Enflasyonu hiperenflasyon yapmak için ne gerekiyorsa yapıyorlar. Bu arkadaş dedi ki “Gözümüze bakın ışıltı sonra yüreğimize bakın” Allah aşkına ekonomiyi yönetmek için senin gözüne ihtiyaç yok beyne ihtiyaç var… Gözüne, yüreğine niye bakayım, ben senin beynine bakarım. Hazine ve Maliye Bakanı’nın bir gün dahi hazine ve maliye tecrübesi yok. Çırak işleminden bile geçmemiş. Bütün ekonomik politika iflas etmiş.”
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, “Hemen hemen her alanda toplumun her kesiminden feryatlar içerisinde Malatya’ya geldim. Malatya’da iki olay beni derinden sarstı. Birincisi Malatya’da bir altgeçitte intihar olayları yaşlandığı için açık alan çelik telle çevrilmiş. Benim bildiğim hiçbir Malatyalı zorluktan yılmaz. Demek ki Malatyalının bile canına tak eden gelişmeler var. Bu kadar dini ve milli konularda hassas Malatya’da Yeşilyurt Belediyesi, insan kaçakçılığı ile ciddi sorgulamalara muhatap oldu ama arkası gelmedi. Dini değerleri bu kadar kuvvetli olan Malatya’da intihar vakaları çoğalıyorsa, milli duyguları bu kadar kuvvetli olan Malatya’da eğer insanlar yurt dışına kaçmak için illegal yollara başlamışlar ve bunun ticaretini de iktidar partisinin içerisinde olduğu bir takım yetkililer yapıyorsa, değerli Malatyalılar ayağa kalkma vakti gelmiş demektir” dedi.

Davutoğlu, Malatya’da sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, basın mensupları ve kanaat önderleriyle bir araya geldi.

Kentteki bir düğün salonunda gerçekleştirilen buluşmada konuşan Davutoğlu, “Başbakan olarak Malatya’ya gelirken, Türkiye’de her şehre bir isim verirdim, Malatya’ya da ‘destan şehir’ ismini verdim. Malatya denildiğinde aklıma taraf, duruşu, şahsiyeti olan, hiçbir mücadeleden yılmamış büyük insanların şehri aklıma gelir. Malatyalılar sıradan insanlar değildir. Malatyalılar çığır açar, herhangi bir baskı karşısında boyun eğmezler. Malatya iki cumhurbaşkanının İsmet İnönü ve Turgut Özal, nice sanatçıların ve ilim adamlarının yetiştiği bir diyardır” ifadelerini kullandı.

“İNSAN KAÇAKÇILIĞINI İKTİDAR PARTİSİNİN İÇİNDE OLDUĞU YETKİLİLER YAPIYOR”

Davutoğlu, bedel ödeyerek bugünlere geldiklerini kaydederek, “Rahat döşeklerimizde oturarak bugünlere gelmedik. Partimizi kurduğumuzda her türlü baskıya hazır durumdaydık. Teşkilatlarımızla “Türkiye’de gelecek var” diyoruz.  Ülkemizde tam bir feryat var. Hemen hemen her alanda toplumun her kesiminden feryatlar içerisinde Malatya’ya geldim. Malatya’da iki olay beni derinden sarstı. Birincisi Malatya’da bir altgeçitte intihar olayları yaşlandığı için açık alan çelik telle çevrilmiş. Benim bildiğim hiçbir Malatyalı zorluktan yılmaz. Demek ki Malatyalının bile canına tak eden gelişmeler var. Bu kadar dini ve milli konularda hassas Malatya’da Yeşilyurt Belediyesi, insan kaçakçılığı ile ciddi sorgulamalara muhatap oldu ama arkası gelmedi. Dini değerleri bu kadar kuvvetli olan Malatya’da intihar vakaları çoğalıyorsa, milli duyguları bu kadar kuvvetli olan Malatya’da eğer insanlar yurt dışına kaçmak için illegal yollara başlamışlar ve bunun ticaretini de iktidar partisinin içerisinde olduğu bir takım yetkililer yapıyorsa, değerli Malatyalılar ayağa kalkma vakti gelmiş demektir. Milleti milli, dini ve vicdani değerleriyle kendilerine sadakate zorlayanlara sesleniyorum; bu milletin gençleri intihara yönlendirilirken, yurt dışına gitmek için riski göze alıp illegal yollara başvururken, siz asla Ankara’da rahat oturamayacaksınız” diye konuştu.

“BİZİM YENİ BİR DAVA BAYRAĞI AÇMA VAKTİMİZ GELDİ”

“Yüreğim ağlıyor” diyen Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Adıyaman’da bir vatandaşımız, “Dinen haram olduğunu bilmesem şu an şurada intihar edeceğim” dedi. Bu muydu Türkiye’ye getirecekleri yer. Bu muydu “Dava dava” diye yıllardır insanlara hitap ettikleri dava ve bizi terk etmekle itham ettikleri dava. Onların davası buysa; kendi yakınlarının kasalarını doldurup milleti yoksulluğa mahkûm etmekse, onların davaları yolsuzlukları normalleştirmekse onların davası bizim davamız değil. Bizim yeni bir dava bayrağını açma vaktimiz gelmiş demektir.”

“TÜRKİYE VAHİM BİR TABLOYLA KARŞI KARŞIYA”

Davutoğlu, Türkiye’nin vahim bir tabloyla karşı karşıya olduğunu ifade ederek, “Çiftçi, esnaf ve işçi halinden şikâyetçi bu ekonomik politikalardan kim kazanıyor? Bütün Anadolu’yu geziyorum, halinden memnun olan bir tek çiftçi yok. Trakya’da bir çiftçi, mazot fiyatlarından dolayı traktörle tarlaya gidemediğini, gübreyi eliyle attığını söylüyor. Bunların açıkladığı rakamlara göre, enflasyon yüzde 73 ama mazota bakarsanız yüzde 400. Gübre ve yem öyle çiftçinin ekmesi için hiçbir gerekçe bırakmadılar. Çiftçilerimiz ağlıyor. Esnafımız anaparayı bırakın faizlerini ödeyemediklerinden şikâyet ediyorlar. Kim kazanıyor? Bundan 6 ay önce aralık ayında dolar 18 liraya çıktığında sanki hiç denenmemiş, bilinmiyormuş gibi bir aklı evvel, “Ben ekonomistim” diyen Sayın Cumhurbaşkanı’nı ikna etti ki çıktı kur korumalı mevduatı üretti. Çıktığı gün açıklama yaptım, “bu yapılacak en vahim” hata dedim. Bir Malatyalı rahmetli Turgut Özal, 1989’da son dövize çevrili mevduat taksitini ödediğinde çıktı dedi ki “Bu olabilecek en büyük felaketti, gelecek nesillere ders olsun, bir daha yapmasınlar” dedi. Birde yetmiyormuş gibi Sayın Cumhurbaşkanı “Faizi artırmadım” iddiasıyla kur korumalı mevduat ilan etti. Yani faizi artırmamış oldu. 6 ay geçti, “Gözümün ışıltısına bakın” diyen bakan var ya “6 ay sonra Türkiye’yi görecesiniz nasıl olacak” dedi. 6 ay sonra geldik dolar 17 lira. Onun 6 ayının dolmasına kısa bir süre kaldı, o zamana kadar da 18 lirayı bulur. Dolar 12 liraya düştü bazı iyi niyetli Malatyalı hemşerilerimizde halay çektiler. Şimdi ne olacak? Dolar 18 liraya geldi. Bunun bedeli ne oldu? 157 milyar Türk Lirası hazine ve Merkez Bankası’ndan rantiyeci, faizci sınıfa aktarıldı. Sizler bizlerden alınan vergilerle toplanan paralar, hiçbir şey üretmeden elindeki parayı kur korumalı mevduata yatıran kesimlere 157 milyar Türk Lirası’nı aktarıldı. İnsafsızlar. Bunun maliyeti yılsonuna kadar 300-400 milyarı bulur. Bütün bir yıl 2022 bütçesinde milyonlarca çiftçilere ayrılan destek ise 29 milyar liracık. Birkaç yüz bin kişi ki onların çoğunun da kaynakları meçhul 157 milyar aktaracaksın ama çiftçiye… Buğday fiyatı açıkladı. Maliyetini bile vermiyorsunuz. Çiftçi niye üretime devam etsin? Eğer bugün ki iktidarın sonu gelecekse ki mutlaka gelecek, aldıkları ah ile gelecek, fakir fukaranın hakkını 3-5 rantiyeciye yedirdikleri için gelecek. Dış mihraklar falan değil. Dış mihraklar hep vardı. Ben Başbakanken de vardı. Neden bizim dönemimizde ekonomiyi bozmuyordu da, şimdi bozuyor? Paramız yüzde yüz değer kaybetti. Milliyetçilik taslarlar, ay yıldızın üzerinde olduğu Türk Lirası daha da aşağı gidiyor. Bakan “Daha dibi görmedi” diyor. Dünyanın en yüksek faizinin alındığı ülke haline getirdiler, dindarlıktan bahsedeler. Bunların hiçbir konuda samimiyetleri ve söyleyecek sözleri kalmadı. Ama sizlerin bir sözü var, “Yeter artık düşün yakamızdan” diyeceksiniz. Karşımıza gelip, birkaç provokatörle “Niye yolunuzu ayırdınız?” diye soru sormak kolay, işte bunun için. Biz o makamlarda olsaydık fakir fukaranın hakkını 3-5 rantiyeciye yedirmezdik” dedi.

“BUNLARIN YENİSİ BİTMEZ, ‘YENİ’ DEDİLER Mİ KORKUN”

Ahmet Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Hiçbir şekilde Türkiye’ye vaat edecekleri bir şey yok. Hazine ve Maliye Bakanı açıklama yapmış, yeni bir şey açıklayacaklarmış. Bunların yenisi bitmez. Bunlar ‘yeni’ dedi mi korkun. Sezgilerime göre, enflasyon korumalı tahvil ve mevduat açıklayacaklar. Enflasyonu hiperenflasyon yapmak için ne gerekiyorsa yapıyorlar. Bu arkadaş dedi ki “Gözümüze bakın ışıltı sonra yüreğimize bakın” Allah aşkına ekonomiyi yönetmek için senin gözüne ihtiyaç yok beyne ihtiyaç var… Gözüne, yüreğine niye bakayım, ben senin beynine bakarım. Hazine ve Maliye Bakanı’nın bir gün dahi hazine ve maliye tecrübesi yok. Çırak işleminden bile geçmemiş. Bütün ekonomik politika iflas etmiş.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve malatyahakimiyet.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.